Fatih Halk Kütüphanesi

Fatih Kütüphanesi gittiğim ilk halk kütüphanesiydi. Daha önceleri gerek Kadıköy'de olsun gerek başka bir yerde halk kütüphanelerinin önünden geçsem bile içine girmezdim ancak bu blog çalışmasıyla birlikte birkaç değişiklik yapmaya karar verdim. İlk yazımda, gündelik yaşantıdan parçalar taşıyan ve herkesin gidebileceği bir yeri tanıtmak istedim. Bu fikirse aklıma arkadaşlarımla Fatih'e yaptığımız bir gezi sırasında yanından geçtiğimiz Fatih Kütüphanesi sayesinde geldi. Daha önce de dediğim gibi hiç halk kütüphanesine gitmediğim için ne beklemem gerektiğini bilmiyordum ancak az çok bir fikrim vardı. Kirli, bakımsız ve belki de boğucu sayılabilecek bir ortam, bir elin

parmağını geçmeyecek çeşitlikte kitaplar... Ancak içeri girdiğimizde bu önyargılı düşüncelerim kayboldu. Girişte bizi ödüllü ve önerilen kitapların olduğu bir stant ve kültür günleriyle ilgili bilgi veren afişlerin durduğu bir bölüm karşılıyordu. Üst katlara doğru çıktığımızdaysa her katın belli bir yaş grubuna ayrılmış olduğunu ve buna ek olarak gelenlerin kullanabilmesi için hazır bekleyen bilgisayarların olduğu da gözümüze çarptı. Kütüphanenin üçüncü katınındaysa bu sessiz ve sakin ortamdan yaralanarak çalışmak isteyen öğrencilere ayrılmış bir bölüm olduğunu da gördük. Bu katta biraz daha oyalanıp kitaplıkları incelemeye başladık. Raflar, konularına göre organize edilmiş, her türden çeşit çeşit kitapla doluydu. Hatta Japon edebiyatına dair birkaç esere rastladığımı da söylemem gerekir! Kesinlikle beklediğimden daha zengin bir kitap çeşitliliği vardı. Bunun yanı sıra kütüphane görevlileri ne zaman bir sorumuz olsa bize yardımcı olamak için oradaydılar.

Kısaca özetlemek gerekirse, siz de mutlaka bir halk kütüphanesine gidip bu sessiz ortamdan yararlanmalısınız. Umuyorum ki gittiğiniz kütüphane de Fatih Kütüphanesi kadar güzel bir yer çıkar.